
Mustafa Kemal Paşa’nın, güvertesinden, İstanbul’u işgal eden düşman donanmalarına “Geldikleri Gibi Giderler” sözünü söylediği “Kartal” adlı istimbotu günümüze kazandıranlardan Yönetmen Serkan Koç, Batı İsviçre Türk Dernekleri Federasyonu’n (BİTDEFE) sorularını yanıtladı.
Hikaye nasıl başladı?
19 Mayıs’ın 100’üncü yılı için, “1919, Geldikleri Gibi Giderler” adında bir sinema filmi yapmayı kararlaştırdık. Aslında bizim film topluluğumuzun en büyük hayali, Atatürk’ü anlatan güçlü bir film yapmaktı. İlk belgeselimiz olan Gizlenen Atatürk’ü, 2015 yılında, rahmetli Attila İlhan’ın teşviki ve danışmanlığında hazırlamıştık. Temelleri orada atıldı.
Yapacağımız film, Mustafa Kemal Paşa’nın bütün dönemlerini değil, çok özel bir dönemini konu almalıydı. Bence, O’nun, işgal İstanbul’una geldiği 13 Kasım 1918 ile, Anadolu’da milli bir mücadele başlatmak için Bandırma Vapuru’na bindiği 16 Mayıs 1919 tarihleri arasında İstanbul’da geçirdiği 6 ay, aradığımız dönemdi. Mustafa Kemal Paşa’nın “Asi” olmaktan çıkıp, önce kurtarıcı, ardından kurucu olmaya karar verdiği, bütün stratejisini inşaa ettiği dönem. Şöyle tanımlayabiliriz: Atatürk olma yolculuğunun başlaması…
2017 yılı Mayıs ayıydı… 19 Mayıs’ın 100’üncü yılına henüz iki yıl varken çalışmalara başladık. Bu hayalimizi, fikrine, yaratıcılığına ve bu konudaki duyarlılığına güvendiğimiz dostlarımızla paylaştık. Hikayenin başlangıç noktası olarak gördüğümüz 13 Kasım 1918, Mustafa Kemal Paşa’nın İstanbul’a geldiği ve işgal donanmalarına bakarak “Geldikleri Gibi Giderler” sözünü söylediği gün. Atatürk bu sözü küçük bir istimbotun üzerinde söylüyor. Adı “Kartal”. Bu geminin, deniz tutkunu Arif Ertik tarafından bulunduğunu ve Tuzla Tersanesi açıklarında yarı batık halde, zamana direndiğini öğrendik. Hemen ertesi gün, akşama değin denizden bölgeyi taradık ve gemiyi bulduk.
İlk gördüğünüzde ne hissettiniz?
Gördüğümüz şey, bir gemi değildi sadece. 100 yılın tanıklığı vardı karşımızda. Yan yatmış, yarı batık, paslanmış ama dimdik ayakta duran bu gemi, Türkiye’ydi. 100 yıl geçmesine rağmen, sapasağlam kalan iskeletiyle ayaktaydı. O iskeleti, Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları oluşturmuştu.
Müze haline getirmeye nasıl karar verdiniz?
Ertesi gün müzenin sahibi ile iletişime geçtik. 1 ay içinde hurdacıya satılacağını söyledi. “Geldikleri Gibi Giderler” kararlılığını bugüne ve yarına taşıyacak olan bu geminin, tarihten silinip gitmesine göz yumamazdık. Türk milletinin bağımsız yaşama azim ve kararlılığının sembolü olan bu geminin anıtlaşması, özellikle 15 Temmuz gecesi açığa çıkan ve her fırsatta kuzey sınırlarımızdan, Kıbrıs’tan, Ege’den ülkemizi kuşatmak isteyen dış güçlere güçlü bir mesaj, milletimize de büyük enerji kaynağı olacaktı. “Geldikleri Gibi Giderler” sözü, dün olduğu gibi, bugün ve yarın da ihtiyacımız olan özgüven, cesaret, kararlılık kaynağımızdır. Bu nedenle, yalnızca tarihi bir gemi gibi müzelik olmamalı, tek başına bir “Anıt Gemi” olarak yükselmeliydi. Bu amaçla derhal gemiyi almaya karar verdik ve 4 maddedlik bir eylem planı belirledik.
Atatürk’ün kararlılık yüklü bu sözü, dün olduğu gibi, bugün ve yarın da ihtiyacımız olan özgüven ve cesaret kaynağımızdır.
Bu nedenle, yalnızca tarihi bir gemi gibi müzelik olmamalı, tek başına bir “Anıt Gemi” olarak yükselmeliydi.
Aynı Çanakkale Boğazı’nda yer alan, hepimize güven ve cesaret veren “Dur Yolcu” yazısı gibi…”
Serkan Koç, Yönetmen
Nedir bu maddeler?
Öncelikle gemiyi satın alarak, hurda olmaktan kurtarmak. İkincisi, 1918 yılındaki aslına uygun olarak restore etmek. Üçüncüsü, “Geldikleri Gibi Giderler” sözünün söylendiği yer olan İstanbul Boğazı’nda, bir Anıt Gemi olarak sergilenmesini sağlamak. Son olarak da, proje tamamlandıktan sonra, Türk milletinin emaneti olarak aldığımız Kartal’ı, sonsuza değin sahip çıkması için TSK’ya hibe etmek.
Kartal nerede sergilenecek?
Mustafa Kemal Paşa, Kartal İstimbotu’na Haydarpaşa’dan biniyor, işgal gemilerinin arasından geçerek Beşiktaş’a geçiyor. Kimi kaynaklar, Akaret’lerdeki annesinin evine gittiğini yazıyor. 61 parçadan oluşan işgal gemileri Sarayburnu açıklarından, bugünkü Ortaköy’e kadar olan alana bir hilal gibi yayılarak demir atıyor. Topları, Beşiktaş’daki Dolmabahçe Sarayı ile Meclis’i Mebusan’a dönük. Yani, işgalcilerin geldikleri yer de, Mustafa Kemal Atatürk’ün o güçlü sözü söylediği yer de belli. Ayrıca, Milli Mücadele başarıya ulaşınca, işgalcilerin gittikleri yer de orası.
Beşiktaş’da, Kartal’ı emanet edeceğimiz Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın Deniz Müzesi var. Hergün, yüzbinlerce insanın yolu bir şekilde Beşiktaş’dan geçiyor. Kartal, aynı zamanda, İstanbul’umuzun 100 yıl önce düşman çizmeleriyle çiğnenmesinin ve buna başkaldırışın günümüze kalan en büyük tanığıdır. Bu sebeple, ülkemiz ve İstanbul için büyük bir kültür hazinesidir.
Projeyi birlikte yürüttüğümüz Kartal’ı Kurtarma Platformu’nun değerli üyeleri de, bu konuyu iki ayrı toplantıda masaya yatırmış ve ağırlıklı görüş, Beşiktaş’taki Deniz Müzesi olmuştur. Aynı Çanakkale Boğazı’nda yer alan, hepimize güven ve cesaret veren “Dur Yolcu” yazısı gibi, “Geldikleri Gibi Giderler” yazısı da İstanbul Boğazı’nda yer almalıdır.
Nasıl sergilenecek?
Kartal, bugüne kazandırılmış bir antika eser değil. Bu nedenle, Kartal, yalnız başına bir anıt gibi yükselmeli. Atatürk’ün ömrü boyunca yaptığı gibi, halkın arasında, halkın dokunabileceği, halkın o günleri ve Atatürk’ü hissedebileceği bir şekilde sergilenmeli.
Böylesine büyük bir projeyi, ekonomik olarak nasıl finanse ettiniz?
Bir prensip kararı aldık ve konu Atatürk olduğu için, bu mirasın hiçbir resmi kurumun ve özel teşebbüsün reklam malzemesi yapmaması kararı aldık. Madem ki konu Atatürk, o halde bu Anıt Gemi’ye her ekonomik gruptan yurttaş omuz verebilmeliydi. Anadolu’daki imece ruhunu harekete geçirdik. Ve her 100 TL katkı yapan yurttaşın adının bu Anıt Gemi’de bir şekilde yer alması üzerine bir kampanya başlattık.
Başarılı oldu mu?
Şu ana değin, 5000’in üzerine yurttaş isim yazdırdı. Elbette ki bu rakam, böyle bir proje için yüksek değil ve projeyi tek başına tamamlamaya yeterli olmadı. Ancak umutsuz değiliz, halen önümüzde 10 gün var. En geç 15 Kasım’a kadar her yurttaş, restorasyona destek vermek için adının, Kartal’ın sergileneceği alanda yer almasını sağlayabilir. Birçok insan, kendi ailesinin bütün fertleri yanı sıra, ailesinin köklerindeki kuvvayı milliyeye katılmış ve aramızda olmayan dedelerinin isimlerini yazdırıyor. Müşterilerine isism hakkı armağan eden de var, yeni doğan torununun adını yazdıran da.
Bu isimler nasıl yer alacak?
Biz Kartal’ı 13 Kasım’da Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na devrediyoruz. O aşamdan sonra, Kartal’ın sergileneceği yer de belli olduktan sonra, bir sanat grubu, hem Anıt Gemi’nin formuna hem de bu isimlerin nasıl yer alacağına karar verecek. Ve bu gemiye her bakan, orada kendisinin de payı olduğunu görecek.
Kartal İstimbotuna isim nasıl yazdırabiliyorum?
Prosedür şöyle:
Kartal İstimbotuna isim yazdırmak için www.4951film.com.tr adresine giriyorsunuz. Kredi kartı ile isim yazdırma işlemini doğrudan yapabılabiliyor. Orada, öncelikle isim adetini yazıp, hemen altına, yazdıracağınız tüm isimleri, aralarına virgül koyarak yazıyorsunuz. Yazdırdığınız her ismin bedeli 100 TL.
Ardından kişisel bilgileri yazdıktan sonra, hemen altında kredi kartı ile toplam bedeli ödüyorsunuz. Yazdırdığınız isimler otomatik olarak sisteme yazılıyor ve kamuoyuna açık olarak, kaç TL katkı yaptığınız ve kaç isim yazıdırdığınız ve hangi isimleri yazdırdığınız görülüyor.
NOT: Eğer EFT-Havale ile yazdırmak isterseniz, aynı sayfada TL-EURO-USD hesap numaraları da mevcut.
İsim yazdırma işlemleri 15 Kasım 2018’de sona eriyor.